‘’Sevgili arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin temel düşüncesi ve amacı; vatandaşları her türlü ayrımcılıktan korumak, onları hem kendileri hem de yüce Türk milleti için yararlı bireyler haline getirmektir.   Programımızda, hayatın her alanında yer alan vatandaşların özel ve genel çıkarları ile gelişmeleri, hiçbir ayrım gözetilmeksizin dikkate alınmıştır. Bu gerçeğin bütün yurttaşlar tarafından açık bir şekilde bilinmesi çok önemlidir. Bunu yurttaşlara anlatmak ve bu yolla onların sevgisini ve güvenini kazanmak, parti üyelerinin kutsal görevidir.     Türk ulusu, kendisine hizmet edenleri daima takdir etmiş ve onları onurlandırmıştır. Son milletvekili seçiminde partimizin milletin güvenini kazanmış olması, bize çalışmalarımızda yeniden büyük bir şevk ve kuvvet vermiştir.   Millete hizmet yolunda tüm varlığımızla çalışmak, parti üyelerinin bozulmaz andıdır.’’   Mustafa kemal Atatürk’ün, 9 Mayıs 1935’de 4. Kurultay konuşmasından kısa bir alıntıydı. 4. Kurultay, O’nun katıldığı son kurultay oldu… (Saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.)   Büyük önder her zaman iki eseriyle övünmüştür; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Millî Mücadele yıllarında kurulup her daim onun koruyucusu olan Cumhuriyet Halk Partisi…   Bugün partililer olarak bizlere düşen asli görev; yukarıdaki metine yalnızca sözde değil, özde yaşatmak ve bu yolda yılmadan ilerlemektir… Mustafa Kemal Atatürk yalnızca devletin kurucusu, devrimci lideri değil; aynı zamanda düşünür ve yenilikçi kimliğiyle çağını aşmış bir dehaydı. Onun felsefi görüşünün temelinde akıl ve bilim vardı, milletin ilerlemesi için en güvenilir yol gösterici de bilimdi… Kurduğu Cumhuriyet ve ortaya koyduğu ilkelerle Türk milletine hem özgür bir vatan bırakmış hem de geleceğe ışık tutan bir düşünce sistemi kazandırmıştır. Görüşleri bugün hâlâ yolumuzu aydınlatmaya devam etmekte… Ve O’nun kurduğu CHP, Türkiye’nin modernleşme ve çağdaşlaşma yolculuğunun temel taşıdır. Onsuz asla olmaz! Ancak bugün gelinen noktada CHP, kuruluş ideallerinden uzaklaşmanın sancılarını yaşamakta. Bu durumda yapılması gereken, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini yeniden özümsemek ve topluma güven verecek bir siyasal vizyon ortaya koymaktır… CHP, Atatürk’ün mirasını sadece bir söylem aracı olarak değil, somut politikalarla topluma yansıtmak zorundadır. Ancak bu şekilde partinin hem tarihsel misyonu korunabilir hem de geleceğe yön verecek güçlü bir siyasal merkez olma iddiası yeniden ortaya çıkar... Bir ilçe, bir parti, bir gelecek: Efeler’ den demokrasi mesajı… 02.10.2025’de Aydın Efeler ilçemizde CHP ilçe başkanlığı seçimi yapıldı. Bu sadece bir örgüt içi yarış değil, demokrasinin, saygının ve birlikte yol alma iradesinin en güzel örneklerinden biri olarak tarih sayfasındaki yerini aldı... Katılımın yüksek, rekabetin sağlıklı ve tartışmaların saygı çerçevesinde yürüdüğü bu süreç, siyasetin birleştirici ve güçlendirici yönünü gözler önüne serdi. Farklı fikirlerin özgürce dile getirildiği, rekabetin nezaketle yaşandığı ve sonucun olgunlukla kabul edildiği bu tablo hem parti hem de ülkemiz için ilham vericidir…   Efeler’ den çıkan mesaj açıktır! CHP, geçmişinin mirasına sadık kalarak, demokratik, şeffaf ve kapsayıcı bir yol izlediğinde; kucaklayıcı ve barışçı bir dil kullandığında, üyelerini ve halkı dinlediğinde ve katılımcı demokrasiyi özümsediğinde güveni yeniden tesis eder. Hem kendi içinde hem de toplumda güven ve saygı kazanır. Partinin bu deneyimi, yalnızca bir ilçe seçimi değil, geleceğe dair umut verici bir yol haritasıdır… Oldukça sıkıntılı bir süreçte Efeler İlçe Başkanlığına getirilen İsmet Bozkurt’a ve içinde yer almaktan onur duyduğum yönetim kurulu arkadaşlarıma, kusursuza yakın çalışmaları ve emekleri için tebrik ve teşekkür ediyorum… İlçe başkanı seçilen Kaan Erçetin ve Altan Kemerci; dost, kardeş ve yoldaşlarımdır. Onurlu, ilkeli, parti disiplinine uygun ve saygıdeğer çalışmaları için onları gönülden kutluyorum. Her ikisi de sıkı bir Atatürkçü ve CHP’lidir. Parti ve ülkemiz adına mücadeleye devam edeceklerdir. Kendilerine başarılar diliyorum…   Muğla’dan Toplumsal Bilinç Mesajı: halkın ve örgütlü toplumun gücüyle geleceğe... Toplum olarak bir araya gelmek, sesimizi duyurmak; çevreyi, yaşamı ve adaleti savunmak her zamankinden daha önemli oldu…   28 Eylül Pazar günü Muğla/Menteşe Atatürk Bulvarı'nda "Toprağımızı Vermiyoruz" adı altında bir miting yapıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, DEM Parti, SOL Parti, EMEP gibi siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve çevre örgütleri destek verdi. Muğla'da 48 köyü yerinden edecek düzenlemelere karşı çevre örgütleri ve köylüler tek yürek oldu… Kitlesel katılımın sağlandığı, Efeler’ den Yurtsever ve çevreciler olarak bizlerin de bulunduğu bu çevre gösterisi, bir kez daha örgütlü toplum olmanın gücünü ve önemini ortaya koyarken; hak, hukuk, adalet ve insan hakları savunumu ortamdan nasibini aldı…     Bu miting, antidemokratik düzene karşı sessiz kalınamayacağının, haklarımızı ve yaşam alanlarımızı korumak için yan yana durmamız gerektiğinin güçlü bir mesajıydı.   Geleceğimiz, örgütlü toplumun kararlılığı ve dayanışmasıyla şekillenebilir. İrade varsa bir yol da vardır…   Demem odur ki sevgili dostlar, üç farklı anlatım gibi görünen yazımın bütünde; Mustafa Kemal ATATÜRK' ün felsefesini anladığımızda, parti içi demokrasi ve Liyakati içselleştirdiğimizde, örgütlü toplum olma bilinciyle hareket ettiğimizde, ne demir dağlar erittik biz, yine eritiriz!....   Dost gerçekleri, düşman işine geleni, deli ağzına geleni, aşık içinden geçeni söylermiş: ‘’Değirmende doğan sıçan gök gürültüsünden korkmaz!...’’   Sevgi ve sağlıcakla kalın dostlar…