Metin Devrim
Köşe Yazarı
Metin Devrim
 

GÖNÜLLERİN BAŞKANI

‘’İki yiğit çıktı meydane ikisi birbirinden merdane. Altta kaldım diye erinme, üste çıktım diye gerinme! “Bu meydan Er Meydanı“ yenilmek de var yenmekte!’’ Diyerek başlamayı çok isterdim yazıma!... Ama. Fakat. Lakin!...   ‘’Er meydanından’’, cazgırların iki dudağının arasından başka bir yere yakışmıyor bu kuple… Hele, hele. Siyasette hiç mi hiç yeri yok. Karşılığı da…   19.10.2025 Pazar günü. CHP Aydın il başkanlığı seçimi yapıldı!  ‘’CHP değişimin partisidir. CHP büyük dönüşümlerin partisidir. Türkiye’nin özgürleşme ve demokratikleşme yolunda gerçekleştirdiği üç büyük dönüşüm CHP tarafından gerçekleştirilmiştir.’’ demiş idik. (1)   ‘’Hukukta bir deyim vardır: ’SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ’! …’’ demiş, eklemiştik.   ‘’Bir davada tarafların, hukuki süreçte aynı hak ve imkânlara sahip olması gerektiğini savunur. Bu ilkeye göre, her iki tarafın da delil sunma, savunma yapma ve itiraz etme hakkı eşit olmalıdır… Avukatlar bunu iyi bilir. CHP’nin üç vekil, iki belediye başkanı da avukat… Avukat, bireylerin ve kurumların hukuki haklarını savunan, adaletin sağlanmasına yardımcı olan ve hukuki süreçlerde rehberlik eden bir hukuk uzmanıdır.’’ da demiş idik!... (1)   Demiş idik de. Bizim sevgili avukat vekil dostlarımız derslerini çalışmadan gelmişler… Ya da… ‘’Kül Kedisinin’’ icraatlarından kopya çekmişlerdi… (2)   Başta milletvekillerine olmak üzere; belediye, ilçe, il başkanlarına, il ve ilçe yönetimlerine hitaben… “Ben sizin neyinizim, üvey evlat mıyım? Beni neden bu kadar dışladınız? Adımı anmaktan neden imtina ettiniz? Ben bu partinin evladı değil miyim? Hepinize dokundum, hepinize hizmet ettim. Sorunlarınıza sahip çıktım.’’ Diyerek haklı olarak sitemde bulundun… Hadi buraya kadarını anlarım da Sevgili İbrahim (Gürdal) …   ‘’Ben bu partinin Amerikalı Kızılderili’si miyim, bu partinin zencisi miyim?’’ söylemi de nereden çıktı be dostum?   Soykırımcı faşist ABD Kızılderililerle savaşırken onları açlıktan öldürmek için hayvanlarının hepsini katlettiğini. Öldürülen hayvanlar içinde yaklaşık hesaplarla 65 milyondan fazla Bizon olduğunu…     Çocuklar dâhil her bir Kızılderili başı getirene beş dolar verdiklerini. Resmî kurumların, binaların Kızılderili başı ile dolduğunu, insan başından tepeler oluştuğunu…   Yine de Kızılderililerle başa çıkamadıklarını. Anlaşma yoluna giderek çekileceklerini söyleyip, iyi niyet göstergesi olarak verdikleri bulaşıcı hastalık sürülmüş hediye battaniyelerle binlerce Kızılderili’yi acı çekerek öldürdüklerini…   Ünlü Kızılderili lideri Geronimo'nun kesik başının eski ABD başkanlarından George Bush'un dedesinin Teksas'taki çiftlik evinin duvarına astıklarını…   Bilmiyor muydun be Gönüllerin Başkanı?...   Ya o salonda bir de Kinowa olmuş olsaydı? Kafalarımızda iki tel saç var, onlarda giderdi tövbeler olsun!...   Zenciler mevzuuna girmiyorum bile…   ‘’Edep aklın tercümanıdır! Herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir... ‘’ Rahmetli dedemden duymuştum bu sözü ilk…   ‘’Bu yolda dönenler oldu, Mum gibi sönenler oldu Yâr göğsüne baş ko'madan Vurulup düşenler oldu’’   Solcuların yüksek sesle, muhafazakârların kısık sesle, ülkücülerin gizlice dinlediği adamın, ‘’Yorgun Demokrat’’ şarkı sözlerinden iki mısra idi…   Bu şarkıyı yüksek sesle dinleyen delikanlı adamlar; ne eğilerek, ne sürünerek, ne de emekleyerek o kapıdan asla geçmezdi. Çünkü bilirler ki. Zor, oyunu bozar… Gerekiyorsa da o kapı kırılırdı!... Ama zarlar hileliydi, ama sallayan zar tuttu… Sonuçta oyunun bir kazananı oldu gibi oldu… Parti bizim partimizdir. Haylaz da olsa, yanlışta yapmış olsa da, çocuklar bizim çocuklardı… Bu nedenle. Bazen içimize sinmese de… Adettendir. Kazananı kutlamak gerekirdi: usulen kutluyorum…   Yine de unutmamak gerek; "Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz, herkesi bazen kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız" (Abraham Lincoln).   Direnmek, insanın yalnızca fiziksel değil, ahlaki ve vicdani varlığının da bir ifadesidir. Bir kişi ya da toplum, karşılaştığı haksızlık, yalan ve yozlaşma karşısında boyun eğmek yerine direnmeyi seçtiğinde; aslında insanlık onurunu savunur. Çünkü zulme sessizlik, zamanla ona ortak olmaktır. Direnmek, yalnızca karşı koymak değil; doğru bildiğin yolda, bedeli ne olursa olsun yürümektir…   Son söz sevgili Barkan Kalınomuz’a. Siyasi mizahın ne olduğunu hatırlattın bize. Seni dinlerken kendimi Oğuz Aral’ın Gırgır dergisinin içine düşmüş buldum. Yüreğine sağlık dostum. İyi ki varsın…   Sevgi ve sağlıcakla kalın dostlar…   (1) https://www.1923tv.com/yazar/metin-devrim/at-sineklerinin-gucu-adina-299-kose-yazisi   (2)  https://www.1923tv.com/yazar/metin-devrim/deger-miydi-su-olumlu-dunyada-266-kose-yazisi    
Ekleme Tarihi: 21 Ekim 2025 -Salı
Metin Devrim

GÖNÜLLERİN BAŞKANI

‘’İki yiğit çıktı meydane ikisi birbirinden merdane.

Altta kaldım diye erinme, üste çıktım diye gerinme!

“Bu meydan Er Meydanı“ yenilmek de var yenmekte!’’

Diyerek başlamayı çok isterdim yazıma!...

Ama. Fakat. Lakin!...

 

‘’Er meydanından’’, cazgırların iki dudağının arasından başka bir yere yakışmıyor bu kuple…

Hele, hele. Siyasette hiç mi hiç yeri yok. Karşılığı da…

 

19.10.2025 Pazar günü. CHP Aydın il başkanlığı seçimi yapıldı! 

‘’CHP değişimin partisidir. CHP büyük dönüşümlerin partisidir. Türkiye’nin özgürleşme ve demokratikleşme yolunda gerçekleştirdiği üç büyük dönüşüm CHP tarafından gerçekleştirilmiştir.’’ demiş idik. (1)

 

‘’Hukukta bir deyim vardır: ’SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ’! …’’ demiş, eklemiştik.

 

‘’Bir davada tarafların, hukuki süreçte aynı hak ve imkânlara sahip olması gerektiğini savunur. Bu ilkeye göre, her iki tarafın da delil sunma, savunma yapma ve itiraz etme hakkı eşit olmalıdır…

Avukatlar bunu iyi bilir. CHP’nin üç vekil, iki belediye başkanı da avukat…

Avukat, bireylerin ve kurumların hukuki haklarını savunan, adaletin sağlanmasına yardımcı olan ve hukuki süreçlerde rehberlik eden bir hukuk uzmanıdır.’’ da demiş idik!... (1)

 

Demiş idik de. Bizim sevgili avukat vekil dostlarımız derslerini çalışmadan gelmişler…

Ya da…

‘’Kül Kedisinin’’ icraatlarından kopya çekmişlerdi… (2)

 

Başta milletvekillerine olmak üzere; belediye, ilçe, il başkanlarına, il ve ilçe yönetimlerine hitaben…

“Ben sizin neyinizim, üvey evlat mıyım?

Beni neden bu kadar dışladınız?

Adımı anmaktan neden imtina ettiniz?

Ben bu partinin evladı değil miyim?

Hepinize dokundum, hepinize hizmet ettim. Sorunlarınıza sahip çıktım.’’ Diyerek haklı olarak sitemde bulundun…

Hadi buraya kadarını anlarım da Sevgili İbrahim (Gürdal) …

 

‘’Ben bu partinin Amerikalı Kızılderili’si miyim, bu partinin zencisi miyim?’’ söylemi de nereden çıktı be dostum?

 

Soykırımcı faşist ABD Kızılderililerle savaşırken onları açlıktan öldürmek için hayvanlarının hepsini katlettiğini. Öldürülen hayvanlar içinde yaklaşık hesaplarla 65 milyondan fazla Bizon olduğunu…  

 

Çocuklar dâhil her bir Kızılderili başı getirene beş dolar verdiklerini. Resmî kurumların, binaların Kızılderili başı ile dolduğunu, insan başından tepeler oluştuğunu…

 

Yine de Kızılderililerle başa çıkamadıklarını. Anlaşma yoluna giderek çekileceklerini söyleyip, iyi niyet göstergesi olarak verdikleri bulaşıcı hastalık sürülmüş hediye battaniyelerle binlerce Kızılderili’yi acı çekerek öldürdüklerini…

 

Ünlü Kızılderili lideri Geronimo'nun kesik başının eski ABD başkanlarından George Bush'un dedesinin Teksas'taki çiftlik evinin duvarına astıklarını…

 

Bilmiyor muydun be Gönüllerin Başkanı?...

 

Ya o salonda bir de Kinowa olmuş olsaydı? Kafalarımızda iki tel saç var, onlarda giderdi tövbeler olsun!...

 

Zenciler mevzuuna girmiyorum bile…

 

‘’Edep aklın tercümanıdır! Herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir... ‘’

Rahmetli dedemden duymuştum bu sözü ilk…

 

‘’Bu yolda dönenler oldu,

Mum gibi sönenler oldu
Yâr göğsüne baş ko'madan

Vurulup düşenler oldu’’

 

Solcuların yüksek sesle, muhafazakârların kısık sesle, ülkücülerin gizlice dinlediği adamın, ‘’Yorgun Demokrat’’ şarkı sözlerinden iki mısra idi…

 

Bu şarkıyı yüksek sesle dinleyen delikanlı adamlar; ne eğilerek, ne sürünerek, ne de emekleyerek o kapıdan asla geçmezdi. Çünkü bilirler ki. Zor, oyunu bozar

Gerekiyorsa da o kapı kırılırdı!...

Ama zarlar hileliydi, ama sallayan zar tuttu…

Sonuçta oyunun bir kazananı oldu gibi oldu

Parti bizim partimizdir. Haylaz da olsa, yanlışta yapmış olsa da, çocuklar bizim çocuklardı…

Bu nedenle. Bazen içimize sinmese de…

Adettendir. Kazananı kutlamak gerekirdi: usulen kutluyorum…

 

Yine de unutmamak gerek;

"Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz, herkesi bazen kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız"

(Abraham Lincoln).

 

Direnmek, insanın yalnızca fiziksel değil, ahlaki ve vicdani varlığının da bir ifadesidir. Bir kişi ya da toplum, karşılaştığı haksızlık, yalan ve yozlaşma karşısında boyun eğmek yerine direnmeyi seçtiğinde; aslında insanlık onurunu savunur. Çünkü zulme sessizlik, zamanla ona ortak olmaktır. Direnmek, yalnızca karşı koymak değil; doğru bildiğin yolda, bedeli ne olursa olsun yürümektir…

 

Son söz sevgili Barkan Kalınomuz’a. Siyasi mizahın ne olduğunu hatırlattın bize. Seni dinlerken kendimi Oğuz Aral’ın Gırgır dergisinin içine düşmüş buldum. Yüreğine sağlık dostum. İyi ki varsın…

 

Sevgi ve sağlıcakla kalın dostlar…

 

(1) https://www.1923tv.com/yazar/metin-devrim/at-sineklerinin-gucu-adina-299-kose-yazisi

 

(2)  https://www.1923tv.com/yazar/metin-devrim/deger-miydi-su-olumlu-dunyada-266-kose-yazisi

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 1923tv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.