Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin koridorlarında bir isim var ki…
Ne Özlem Çerçioğlu ondan hoşlanır,
Ne de Ertuğrul Yamen ona güvenir…
Ama ikisi de onsuz yapamaz.
O isim: Ufuk Serdar Özmen.
Aydın Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı.
Özel İdare’den Büyükşehir’e geçme bir inşaat mühendisi…
En belirgin özelliği, önüne gelen her evrağa imza atması.
Doğru mu, yanlış mı? Farketmez.
İhale, hakediş, proje… Her şeyi imzalar.
Ve gerekirse başkasına da imzalatır.
Aydın Çevre ve Şehircilik müdürlüğündeki bağlantıları onu vazgeçilmez kılar.
Çevre ve Şehircilikte onun gibi her şeyi imzalayan mühendisleri çok iyi tanır.
Büyükşehir’e müfettiş mi geldi?
Çevre ve Şehircilikten mühendis mi istendi.
O mühendis bellidir: Ufuk’un ayarladığı mühendistir.
Üniversitelerden alınan teknik raporlar,
Bilirkişi listeleri, hoca ilişkileri…
Hepsinin düğümü Ufuk Özmen’de.
Rapor mu lazım?
Dokuz Eylül’den, Ege’den hocaları devreye sokar.
Bu tür organizasyonlar Ufuk’tan sorulur.
Peki Ufuk Özmen bu kadar “alengirli” işe neden girer?
Cevabı basit: Genel Sekreter Yardımcılığı.
O koltuğa oturabilmek için,
16 yıllık eşini, çocuğunu bırakıp
CHP İl Başkanı Hikmet Saatçi’nin kızıyla bile evlendi.
Yani Ufuk Özmen’in gözü Genel Sekreter Ertuğrul Yamen’in koltuğunda.
Ama işte orada sorun başlıyor…
Ertuğrul Yamen, kendi alanında hiç bir şekilde rakip istemez.
Teknik Genel Sekreter Yardımcılığı koltuğunu da hep boş tutar.
Çünkü o makam, ona alternatif olacak makamdır.
Özlem Çerçioğlu desen…
O da Ufuk’tan hiç hoşlanmaz.
Ama bilir: Bilirkişi işlerini, çevre-şehircilik bağlantılarını ondan iyi çözecek kimse yok.
Bu yüzden zaman zaman ağır fırçalar atsa da, vazgeçemez.
Kısacası…
Ufuk Serdar Özmen, belediyenin “vazgeçilmez ama sevilmeyen” adamıdır.
Onun imzası olmadan birçok iş yürümez.
Ama o imzalar, bir gün hem kendi hem de başkalarının canını yakabilir.
Özlem Çerçioğlu AK Parti’ye geçer mi, bilemem.
Ama emin olduğum tek şey
“Ufuk Özmen, Genel Sekreter Yardımcılığı teklifini veren her kapıdan, arkasına bakmadan girer.”
Siyasette damatlık bir yere kadar…
Gerisi tamamen “koltuk” meselesi.