Ayarını kaçırdım reggaeton'un
Dembow'un etkisi robot olur
Robotum doldurdum autotune'u
Yerine oturturan poponu
(Hu hu Hu hu Hu hu)
(Sefo o o o)
Olmaz olmaz
(Hıı hı Hıı hı Hıı hı)
Olmaz olmaz
(Hu hu Hu hu Hu hu)
Olmaz olmaz
(Hıı hı Hıı hı Hıı hı)
Baby bi rahat ol
Al para bol
Lan sana noldu deme
Sefo’nun şarkı sözleri…
Sanat mı bu? Kültür mü?
Benim için değil. Ben duysam kapatırım. Ama dinleyeni var, seveni var, ona sözüm yok.
Ama mesele şu:
Aydın’ın kurtuluş günü gibi bir tarihte
bu şarkıcını ne işi var?
Meydanı doldurmak için gençler lazım deniyor. Gençlerin kitlesi Sefo, o zaman gelsin sahneye… İşte mantık bu.
Kültür etkinliğiymiş… Hangi kültür?
Milli mücadelenin, efe dağlarının, Yörük Ali’nin kültürü mü; yoksa “yerine oturt poponu” sözlerinin kültürü mü?
Ben söyleyeyim:
O gün sahnede yankılanması gereken tek şey;
“Ankara’nın taşına bak, gözlerimin yaşına bak” olmalıydı.
Demirci Efe’nin, Cafer Efe’nin, İhsan Çavuş’un türküsü olmalıydı.
Çocuklarımız dinlemeli, biz de anlatmalıydık.
Çünkü kurtuluş günü sadece bir “konser günü” değildir.
O gün, top seslerinin arasında yiğitçe direnen gençlerin günüdür.
17’sinde, 18’inde delikanlıların, dağlarda “ya istiklal ya ölüm” diyerek canlarını ortaya koydukları gündür.
Bugün ise gençlerimizi siyasete alet etmek uğruna, meydanı doldurmak adına, bu ruhu gölgeleyen etkinliklere razı oluyoruz.
Bunun adı kültür değil, rezilliktir.
Kurtuluşu hissettirmek için popüler şarkıcılara değil,
kendi türkülerimize, kendi destanımıza dönmeliyiz.