Serhan Asker’in
Kişiliğini, duruşunu,
Programcılığını severim…
Görkemli Hatıralar’ı
Kaçırmamaya çalışırım.
Dün Abant’taydı…
Program inanılmazdı, güzel görüntüler…
Klas konuklar vardı…
Ben de bir kış vakti
Bolu maçına gitmiştim…
O mükemmel yerleri görmüştüm…
Çalışırken özlediğim tek şey
Voleybol kadın takımının
Verdiği heyecan…
Oraya çok emek verdik…
Karşılığını aldık…
Ve artık ben yokum ekipte…
Ama aynı başarılarına
Devam ediyor voleybol…
Çünkü istikrar var…
Hocayla, menajerle,
Staff ekibiyle yıllardır
İstikrarla çalışılıyor…
Bu istikrar başarıyı getiriyor…
Devam… Devam… Devam…
Kalbim sizinle takım…
Özlem Çerçioğlu ile
Dövüşürüz, hırlaşırız… ayrı konu…
Ama voleybola bakışındaki istikrarı,
Ve bu şehrin
Voleybol şehri olarak
Anılmasındaki çabası için
Tüm voleybol severler adına
Teşekkür ederim…
İyinin de hakkını vermezsek,
Allah çarpar. Nokta…
Görkemli Hatıralar dün de
Eskişehir, Sivrihisar’daydı…
Sivrihisar mükemmel bir yer…
Mutlaka görülmesi gereken bir yer…
Programın enerjisi çok yüksekti…
Heykel Sanatçısı Metin Hoca’nın
Mütevazılığı…
Müzisyenlerin ustalığı derken
Program su gibi aktı…
Belediye Başkanı
Habil Dökmeci’nin sempatikliği,
İlçesine hakimiyeti, hitabeti…
Her şey çok güzeldi…
Taa ki;
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı
Ayşe Ünlüce
Programa katılana dek…
O dakikadan itibaren
Enerji daha da yükseldi…
Bilgisine, tevazusuna, hanımefendiliğine
Hayran bırakan bir kadın…
Bir Büyükşehir Başkanı…
Argo yok…
Dayı dayı konuşma yok…
Maskülenlik yok…
Olabildiğince nazik,
Olabildiğinde zarif…
Kendisini tanıyorum…
Tanıştığımızda Genel Sekreterdi…
O ve yardımcılarıyla birlikte
Bir akşam yemeği yemiştik
Aydın ekibi olarak…
Hukukçudur kendisi…
Yılmaz Hoca’nın
Tedrisatından geçmiş…
Şahane bir yemekti…
Keyif almıştık…
Porsuğun kenarındaki
Belediye Konuk Evi’nde ağırladılar bizi…
Müzeyyen Senar çok severmiş orayı…
Evet şu an Eskişehir’i
İşte böyle bir kadın yönetiyor…
Eskişehir Maratonu’ndan geldi programa…
Bu nedenle biraz geç katıldı…
Tabii Aydın ve Eskişehir
İki Büyükşehir olunca,
İki kadın olunca…
İnsan ister istemez
Kıyaslıyor beyninde…
Şehircilik kıyaslanamaz da…
Anlayışı biraz kıyaslamaya çalıştım…
Dedi ki:
“Porsuk çayı eskiden
Sinekler larva bile yapamayacak kadar pisti…
Yılmaz Başkan’ım el attı…
Çay turizme açıldı…
Gondollar, turistler geziyor;
Artık içinde…
Biz de her 5 yılda bir
Dibini tamamen temizliyoruz…”
Hatta dedi:
“10 km’lik dip kısmını
Kamyonlarla, kepçelerle yeni temizledik
Pırıl pırıl yaptık…”
Aklıma yılın iki ayı akan
Tabakhane deresi geldi…
Atılan çöpleri, pet şişeleri;
Kimin temizleyeceğine
Karar veremeyen bir şehirdeyiz…
Sadece buradan bile anlayabilirsiniz
Belediyecilik anlayışını…
Ayşe Ünlüce Başkan
Öve öve bitiremedi
Sivrihisar Başkanı Habil Bey’i…
Sürekli onore etti…
Aklıma bizim başkanın
İlçe Belediye Başkanlarına
Muamelesi geldi…
İlçe Belediye Başkanlarının
Güzel yaptığı işlere
Nasıl hasetle baktığı geldi…
Örnek mi?
Yüzlerce var…
Ama en sonuncusunu söyleyeyim…
Avrupa’nın en büyük
Otizm Merkezi’ni
Kuşadası Belediyesi açtı…
Topla Büyükşehir’in
Yaptığı Otizm merkezlerini…
Tamamı Kuşadası’nın kalitesine yaklaşamaz…
Mesela… Mesela…
Ayşe Ünlüce;
14 ilçesinden herhangi birinin
Kaybedilmesi için,
İyi Parti adayına çalışır mı?
Bizimkini sormayın,
Çok kızıyor hazretleri…
Ama bu işte…
Vizyon bu kadar…
Ucuz olsun…
Günü kurtarsın…
Algımı yapayım…
Gerisi mühim değil…
Bu söylediklerime inanmayanlar,
Lütfen gitsin ziyaret etsinler…
İki belediyenin tesislerini…
Ne demek istediğimi anlarlar…
Antep’e gittik…
Fatma Başkan bir konuşma yaptı…
Belki 20 kere “ekibim ve ben” dedi…
Bizimkini düşündüm de:
“Ben, ben, ben…”
Ekibim demeye ödü kopar…
Rahatsız…
Yapacak bir şey yok…
Bu da bu şehrin kaderi…
Dedim ya videoda…
4. evre…
Beşi yok bunun…
4. evre non stop…
Gitti gidiyor nokta com…
16.5 yıldır Başkanlık yapar…
Serhan Asker
Defalarca davet etmiştir…
İsmail Küçükkaya
Defalarca davet etmiştir…
Yüzlerce davet almıştır…
Katılmaz hiçbirine…
Korkuyor…
Canlı yayın…
Ağzını yaya yaya konuşur konuşmasına da…
Belediyeciliğe hakim olmadığından
Akım derken
Bokum demekten korkar…
Özgüven sıfır…
Cahil cesareti dersen 10 numara…
Gücü marabalara yeter…
Gücü personeline yeter…
Bütün komplekslerini
Onların üzerinden giderir…
Eldeki model bu…
Benzinli 1.00 motor…
Az yakar, çok kaçar…
Turbo…
Ama kapasite 1.00 motor işte…
Dayanıklılık yoktur…
Fazla kilometre yapamaz…
Güç isteyen yerlerde çuvallar…
Çok satar…
Ucuzdur…
Ulaşılabilir fiyatlardadır…
Ama 1.00 motor işte…
Evet model bu…
Yapacak bir şey yok…
Eldekiyle yetin hemşerim…
Son 3.5 sene…
3.5 sene sonra
Değiştir 3 bin motorla…
Gör o zaman farkı…
Torku gör…
Çekişi gör…
Yokuşlarla nasıl baş edilir gör…
Zorlukların nasıl üstesinden gelinir onu gör…
Bırak her şeyi…
Ustalık gör…
İnsanlık gör…
Sonra da derdine yan…
“Ulan 15 yılımız
Nasıl da boşa gitmiş…”
Ama yapacak bir şey yok…
Hayıflanma…
Zararın neresinden dönersen
Kârdır… Kâr…