Süleyman Topbaş
Köşe Yazarı
Süleyman Topbaş
 

SİYASETÇİ ZENGİNLEŞTİKÇE TOPLUM FAKİRLEŞTİ

Siyaset, bir toplumun sorunlarını çözmek, kamusal fayda üretmek ve halkın yaşam kalitesini artırmak amacıyla yapılması gereken kutsal bir iştir. Ancak günümüzde bu ideal tanım, yerini "zenginleşme, dokunulmazlık ve güç kazanma aracı" olarak görülen bir anlayışa bırakmıştır. Bu dönüşüm, sadece siyaseti değil, toplumun tüm ahlaki yapısını da bozmuştur. Makam ve Menfaat İçin Siyaset Son yıllarda artan örneklerle birlikte siyaset, hizmetten koptu; toplum da güvenini kaybetti. Servet ve makam hırsıyla yozlaşan siyasetin Türkiye’deki sosyolojik yansımaları öfke ve nefrete dönüştü. Kamu ihaleleriyle zenginleşen siyasetçiler, aile boyu belediye kadrolaşmaları ve milletvekilliğini “emeklilik sigortası” gibi gören adaylar, siyasetin itibarını halk nezdinde tamir edilemez şekilde zedeledi. Bu durumun sonucu olarak, toplumun siyaset kurumuna güveni tarihsel dip seviyelerde. Gençlerde Umutsuzluk, Halkta Hayal Kırıklığı Oluştu Hizmetten uzaklaşıp rant merkezli hâle gelen siyaset, gençlerde "Ben bu düzende yer bulamam" algısını güçlendirdi. Toplumda, "Adil olan değil, güçlü olan kazanır" düşüncesini yaydı. Seçimlere katılım azaldı, siyasete yabancılaşma arttı. Toplumsal aidiyetin yerini kişisel çıkar ve çıkar grubu bağımlılığı aldı. Servet ve makam için yapılan siyasetin yaygınlaşması, kamu kaynaklarının adaletsiz dağılımına, sosyal yardımların oy karşılığı araçsallaşmasına ve yolsuzlukların "cezasızlıkla" normalleşmesine neden oldu. Bu durum da halkta adalet duygusunu yok etti. Yolsuzluk ve Lüks Meşrulaştı Lüks araçlar, konvoylar, gösterişli ofisler… Bazı siyasetçilerin lüks yaşam tarzı medyada yaygınlaştıkça, halkta iki duygu oluştu: Ya bu sistemde yer kapmaya çalışma arzusu ya da siyasetten tamamen uzaklaşma eğilimi. Her iki durum da “toplumsal bozulmanın” temelini oluşturdu. Siyaset, şeffaflık ve hesap verebilirlik temelinde yeniden kurgulanmalı. Görev süresi sınırlamaları ve şeffaf mal beyanı zorunlu olmalı. Siyasi ahlak yasası etkin şekilde uygulanmalı. Siyaset, kariyer değil, sorumluluk ve hizmet alanı olarak yeniden tanımlanmalı. Siyaset, eğer makam ve servet için yapılıyorsa, toplumda adalet değil, "aldatılmışlık" duygusu hâkim olmaya devam edecek. Bu gidişat sadece demokrasiyi değil, toplumsal ahlakı, ortak geleceği ve güven duygusunu da yok ediyor. Gerçek değişim, siyasetin anlamını yeniden tanımlamakla başlamalı. "Makama değil, millete hizmet için siyaset" olmalı. Her zaman olduğu gibi, takdir okuyucularındır.
Ekleme Tarihi: 27 Ağustos 2025 -Çarşamba
Süleyman Topbaş

SİYASETÇİ ZENGİNLEŞTİKÇE TOPLUM FAKİRLEŞTİ

Siyaset, bir toplumun sorunlarını çözmek, kamusal fayda üretmek ve halkın yaşam kalitesini artırmak amacıyla yapılması gereken kutsal bir iştir. Ancak günümüzde bu ideal tanım, yerini "zenginleşme, dokunulmazlık ve güç kazanma aracı" olarak görülen bir anlayışa bırakmıştır. Bu dönüşüm, sadece siyaseti değil, toplumun tüm ahlaki yapısını da bozmuştur.
Makam ve Menfaat İçin Siyaset
Son yıllarda artan örneklerle birlikte siyaset, hizmetten koptu; toplum da güvenini kaybetti. Servet ve makam hırsıyla yozlaşan siyasetin Türkiye’deki sosyolojik yansımaları öfke ve nefrete dönüştü. Kamu ihaleleriyle zenginleşen siyasetçiler, aile boyu belediye kadrolaşmaları ve milletvekilliğini “emeklilik sigortası” gibi gören adaylar, siyasetin itibarını halk nezdinde tamir edilemez şekilde zedeledi. Bu durumun sonucu olarak, toplumun siyaset kurumuna güveni tarihsel dip seviyelerde.
Gençlerde Umutsuzluk, Halkta Hayal Kırıklığı Oluştu
Hizmetten uzaklaşıp rant merkezli hâle gelen siyaset, gençlerde "Ben bu düzende yer bulamam" algısını güçlendirdi. Toplumda, "Adil olan değil, güçlü olan kazanır" düşüncesini yaydı. Seçimlere katılım azaldı, siyasete yabancılaşma arttı. Toplumsal aidiyetin yerini kişisel çıkar ve çıkar grubu bağımlılığı aldı. Servet ve makam için yapılan siyasetin yaygınlaşması, kamu kaynaklarının adaletsiz dağılımına, sosyal yardımların oy karşılığı araçsallaşmasına ve yolsuzlukların "cezasızlıkla" normalleşmesine neden oldu. Bu durum da halkta adalet duygusunu yok etti.
Yolsuzluk ve Lüks Meşrulaştı
Lüks araçlar, konvoylar, gösterişli ofisler… Bazı siyasetçilerin lüks yaşam tarzı medyada yaygınlaştıkça, halkta iki duygu oluştu: Ya bu sistemde yer kapmaya çalışma arzusu ya da siyasetten tamamen uzaklaşma eğilimi. Her iki durum da “toplumsal bozulmanın” temelini oluşturdu.
Siyaset, şeffaflık ve hesap verebilirlik temelinde yeniden kurgulanmalı. Görev süresi sınırlamaları ve şeffaf mal beyanı zorunlu olmalı. Siyasi ahlak yasası etkin şekilde uygulanmalı. Siyaset, kariyer değil, sorumluluk ve hizmet alanı olarak yeniden tanımlanmalı.
Siyaset, eğer makam ve servet için yapılıyorsa, toplumda adalet değil, "aldatılmışlık" duygusu hâkim olmaya devam edecek. Bu gidişat sadece demokrasiyi değil, toplumsal ahlakı, ortak geleceği ve güven duygusunu da yok ediyor.
Gerçek değişim, siyasetin anlamını yeniden tanımlamakla başlamalı. "Makama değil, millete hizmet için siyaset" olmalı.
Her zaman olduğu gibi, takdir okuyucularındır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 1923tv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Aydın üzel
(27.08.2025 10:19 - #814)
Dediğiniz gibi; Siyaset artık zenginleşme, dokunulmazlık ve güç kazanma aracı haline gelmiştir. Her kim ki çalmıyor, hediye almıyor, harama bulaşmıyacaksa siyaset yapma şansı yok. Devletin yönetiminde idareci olma şansı yok. Günümüzde başını sokacak bir kümes bile alma şansı yok. Yok, yok yok.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 1923tv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Uğur Alkanlı
(27.08.2025 11:31 - #815)
Dostum, son 20 yılda yada 30 yılda sen hiç siyasi partiler yasasını yeniden yazalım diyen bir parti duydun mu. Önce Devlet denilen mekanizma yeniden revize edilmeli diyen duydun mu. Ankara ya zaman zaman giderim ve devlet kurumlarına ait tabelaları okuduğumda aklım tutuluyor. Adını çoğu insanın duymadığı genel müdürlükler çöplüğü olmuş. O kadar hantal bir yapı oluşmuş ki bunu bu ülkenin taşıyabilmesi mümkün değil. Temizlenme arınma sadeleşme önce yüce meclisten başlamalı.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 1923tv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.