Volkan İlgüz
Köşe Yazarı
Volkan İlgüz
 

Sezon Başlamadı, Bodrum Hazırdı Ama Misafir Gelmedi

Bodrum, 2025 yazına hazırdı. Haziran sonuna doğru tüm tabelalar ışıldadı, menüler basıldı, sandalyeler silindi, ocaklar yakıldı. Ancak o beklenen kalabalık… gelmedi.   Bu yıl Bodrum’da yaz sezonu adeta başlamadan bitti. Akşam saatlerinde, Bodrum’un kalbinde bile restoranlar ve kafeler neredeyse bomboş. Sadece birkaç popüler ve çok sınırlı mekân dışında çoğu işletme zararına çalışıyor. Göz göre göre gelen bu çöküş, Bodrum’daki esnafı kışın çok daha zorlu bir dönemin beklediğini işaret ediyor. Konuştuğumuz onlarca işletmeci, sezon sonunda kapılarını kalıcı olarak kapatmayı düşündüğünü açıkça ifade ediyor. Moraller bozuk, umutlar tükenmiş durumda.   Sorun sadece ekonomik değil; artık bir toplumsal travmaya dönüşüyor. Bodrum’da her sabah dükkanını açan esnafın yüzü gülmüyor. Turizmin can damarı olduğu bu kentte kötü bir sezon, yalnızca ekonomiyle sınırlı kalmıyor; insan ilişkilerinden ruh haline kadar her şey etkileniyor. Mutsuzluk, umutsuzluk, gelecek kaygısı… Bodrum’un sokaklarında sessiz ama derin bir çöküş dolaşıyor.   Peki, neden böyle oldu?   Birincisi, Kos Adası’nın Bodrum’a karşı ciddi bir fiyat-performans üstünlüğü sağlaması. Aynı bütçeyle Yunan adasında daha kaliteli hizmet alan tatilciler, sosyal medyada da bu deneyimlerini övgüyle paylaşınca Bodrum’un imajı ciddi yara aldı. Özellikle X (Twitter), Instagram ve TikTok gibi platformlarda Bodrum’u hedef alan karalama kampanyaları, bilinçli ya da bilinçsiz biçimde kentimize büyük zarar verdi.   İkincisi, Bodrum’un içindeki fiyat dengesizliği ve bazı işletmelerin hâlâ “bir müşteriyle sezon kurtarılır” anlayışında ısrar etmesi. Hizmet kalitesinde düşüş, fahiş fiyat politikaları ve standartlaşma eksikliği, gelen turistin bir daha gelmemesine neden oldu. Oysa Bodrum her zaman bir deneyimdi; artık yalnızca bir “masraf kalemi” gibi algılanıyor.   Peki, bu gidişatı tersine çevirmek mümkün mü?   Elbette mümkün. Ancak bunun için: 1.     Yerel işletmelerin birleşerek ortak kampanyalar düzenlemesi gerekiyor. Fiyat politikalarında şeffaflık, kalite güvencesi ve paket hizmetlerde cazip öneriler sunulmalı. 2.     Bodrum’un dijital itibarını yeniden inşa edecek sosyal medya çalışmaları yapılmalı. Genç influencerlarla işbirlikleri kurulmalı, YouTube gibi mecralarda gerçek deneyimler öne çıkarılmalı. 3.     Kos Adası ile rekabet edecek tematik turizm projeleri geliştirilmeli: örneğin gastronomi rotaları, zeytin-şarap turları, sanat-kamp buluşmaları, tarihi yürüyüş rotaları gibi özgün deneyimler öne çıkarılmalı. 4.     Bodrum Belediyesi ve Ticaret Odası, kriz masası gibi bir yapı kurarak sezon sonrası işletmelere destek planı oluşturmalı, yerli turistin dönüşü için kış kampanyaları hazırlanmalı.   Çünkü Bodrum sadece birkaç beach club’tan ibaret değil. Bu kent, sokakta balık temizleyen kadınların, gece elindeki kemanla sokakta müzik yapan çocukların, üç kuşaktır işini yapmaya çalışan esnafın emeğiyle ayakta. Eğer bu kente sahip çıkılmazsa; yalnızca bir yazı değil, çok şeyi kaybedeceğiz.   Bu sezon başlamadı. Ama önümüzdeki sezon hâlâ kurtarılabilir. Yeter ki şimdi susmak yerine akıl üretelim, birlikte hareket edelim.
Ekleme Tarihi: 12 July 2025 - Saturday
Volkan İlgüz

Sezon Başlamadı, Bodrum Hazırdı Ama Misafir Gelmedi

Bodrum, 2025 yazına hazırdı. Haziran sonuna doğru tüm tabelalar ışıldadı, menüler basıldı, sandalyeler silindi, ocaklar yakıldı. Ancak o beklenen kalabalık… gelmedi.

 

Bu yıl Bodrum’da yaz sezonu adeta başlamadan bitti. Akşam saatlerinde, Bodrum’un kalbinde bile restoranlar ve kafeler neredeyse bomboş. Sadece birkaç popüler ve çok sınırlı mekân dışında çoğu işletme zararına çalışıyor. Göz göre göre gelen bu çöküş, Bodrum’daki esnafı kışın çok daha zorlu bir dönemin beklediğini işaret ediyor. Konuştuğumuz onlarca işletmeci, sezon sonunda kapılarını kalıcı olarak kapatmayı düşündüğünü açıkça ifade ediyor. Moraller bozuk, umutlar tükenmiş durumda.

 

Sorun sadece ekonomik değil; artık bir toplumsal travmaya dönüşüyor. Bodrum’da her sabah dükkanını açan esnafın yüzü gülmüyor. Turizmin can damarı olduğu bu kentte kötü bir sezon, yalnızca ekonomiyle sınırlı kalmıyor; insan ilişkilerinden ruh haline kadar her şey etkileniyor. Mutsuzluk, umutsuzluk, gelecek kaygısı… Bodrum’un sokaklarında sessiz ama derin bir çöküş dolaşıyor.

 

Peki, neden böyle oldu?

 

Birincisi, Kos Adası’nın Bodrum’a karşı ciddi bir fiyat-performans üstünlüğü sağlaması. Aynı bütçeyle Yunan adasında daha kaliteli hizmet alan tatilciler, sosyal medyada da bu deneyimlerini övgüyle paylaşınca Bodrum’un imajı ciddi yara aldı. Özellikle X (Twitter), Instagram ve TikTok gibi platformlarda Bodrum’u hedef alan karalama kampanyaları, bilinçli ya da bilinçsiz biçimde kentimize büyük zarar verdi.

 

İkincisi, Bodrum’un içindeki fiyat dengesizliği ve bazı işletmelerin hâlâ “bir müşteriyle sezon kurtarılır” anlayışında ısrar etmesi. Hizmet kalitesinde düşüş, fahiş fiyat politikaları ve standartlaşma eksikliği, gelen turistin bir daha gelmemesine neden oldu. Oysa Bodrum her zaman bir deneyimdi; artık yalnızca bir “masraf kalemi” gibi algılanıyor.

 

Peki, bu gidişatı tersine çevirmek mümkün mü?

 

Elbette mümkün. Ancak bunun için:

1.     Yerel işletmelerin birleşerek ortak kampanyalar düzenlemesi gerekiyor. Fiyat politikalarında şeffaflık, kalite güvencesi ve paket hizmetlerde cazip öneriler sunulmalı.

2.     Bodrum’un dijital itibarını yeniden inşa edecek sosyal medya çalışmaları yapılmalı. Genç influencerlarla işbirlikleri kurulmalı, YouTube gibi mecralarda gerçek deneyimler öne çıkarılmalı.

3.     Kos Adası ile rekabet edecek tematik turizm projeleri geliştirilmeli: örneğin gastronomi rotaları, zeytin-şarap turları, sanat-kamp buluşmaları, tarihi yürüyüş rotaları gibi özgün deneyimler öne çıkarılmalı.

4.     Bodrum Belediyesi ve Ticaret Odası, kriz masası gibi bir yapı kurarak sezon sonrası işletmelere destek planı oluşturmalı, yerli turistin dönüşü için kış kampanyaları hazırlanmalı.

 

Çünkü Bodrum sadece birkaç beach club’tan ibaret değil. Bu kent, sokakta balık temizleyen kadınların, gece elindeki kemanla sokakta müzik yapan çocukların, üç kuşaktır işini yapmaya çalışan esnafın emeğiyle ayakta. Eğer bu kente sahip çıkılmazsa; yalnızca bir yazı değil, çok şeyi kaybedeceğiz.

 

Bu sezon başlamadı. Ama önümüzdeki sezon hâlâ kurtarılabilir. Yeter ki şimdi susmak yerine akıl üretelim, birlikte hareket edelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 1923tv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.