Türkiye’de Atatürkçülük çoğu zaman hatıralar üzerinden konuşulur, anmalarda dile getirilir. Fakat bir ömür boyu bu fikri yalnızca savunmakla kalmayıp, eyleme dönüştüren ender isimler vardır. Dr. Hüsnü Bozkurt, işte o ender isimlerden biridir.
Konya gibi muhafazakâr yönü ağır basan bir şehirde yıllarca il başkanlığı yaptı, engellemelerle karşılaştı, mücadele verdi. Buna rağmen geri adım atmadı. Üstelik sadece örgütlenme sahasında değil, 2015 seçimlerinde CHP’den milletvekili seçilerek Meclis’te de görev aldı. Konya’dan seçilmek, onun azminin ve halkla kurduğu güven ilişkisinin en açık göstergesidir.
Dr. Hüsnü Bozkurt, mesleği hekimlik olan bir insan. KBB uzmanı olarak yıllarca görev yaptı, binlerce insana şifa dağıttı. Meslek hayatında kazandığı disiplin ve insana hizmet anlayışını, siyasete ve sivil topluma taşıdı. Başhekimlik yaptı, il başkanlığı yaptı, milletvekilliği yaptı; her görevinde hakkını verdi. Bugün ise Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Genel Başkanı olarak bu çizgiyi sürdürüyor. 2021’de üstlendiği genel başkanlık görevini 2024’te yeniden güven tazeleyerek devam ettiriyor. Bu, sadece kişisel bir başarı değil, aynı zamanda toplumun ona duyduğu güvenin tescilidir.
Yaşı ilerlemesine rağmen enerjisinden hiçbir şey kaybetmedi. Bir gün İstanbul’da, ertesi gün Ankara’da, başka bir gün Anadolu’nun ücra bir köşesinde, ertesi hafta Muğla’da… Nerede ihtiyaç varsa, orada bulunuyor. Sadece konuşmakla kalmıyor; yüzlerce konferans, paneller, bölge toplantılarıyla halkı bilinçlendirmeye çalışıyor. Atatürkçülüğü hatırlatmak değil, yaşatmak için uğraşıyor.
Bozkurt’un genel başkanlığında ADD, yalnızca anma törenlerinin ötesine geçerek, “söylemden eyleme” taşınan bir örgüt haline geldi. Şube açılışları hızlandı, bölge toplantıları çoğaldı, yeni yüzler derneğe katılmaya başladı. Katılımlar arttıkça, Atatürkçü düşünce de tabana daha güçlü yayıldı.
Dr. Hüsnü Bozkurt’u özel kılan şey, hangi görevde olursa olsun, o görevi bir emanet olarak görmesi. Hekimlikte şifa dağıttı, siyasette halkı temsil etti, bugün ADD’de Cumhuriyet fikrine omuz veriyor. Onu örnek almak, sadece bir kişiye duyulan hayranlık değildir; aynı zamanda bir yaşam biçimini sahiplenmektir. Çünkü Hüsnü Bozkurt bize gösteriyor ki: Atatürkçülük, sadece bir fikir değil; yorulmak bilmeyen bir mücadele, şehir şehir dolaşarak halka anlatılması gereken bir yol haritasıdır.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında insanlar ADD’ye katılıyorsa, bunda en büyük pay Bozkurt’un bu inatçı, samimi ve tutarlı mücadelesidir. Bu ülkenin en büyük ihtiyacı, sözü eyleme dönüştüren insanlardır. Dr. Hüsnü Bozkurt, bu ihtiyacın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yalnızca geçmişin mirasını korumakla değil, geleceğe umut taşımakla da sorumluluk alıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Genel Başkanı olarak verdiği mesaj açıktır:
“Atatürkçülük, sadece hatırlanacak bir miras değil; yaşatılacak, savunulacak ve eyleme dönüştürülecek bir ülküdür.”