344 bin Aydınlının sandık iradesini nasıl gasp ettiğini yerel seçim yasaklarının başlayacağı güne kadar anlatmaya devam edeceğim , kendi adıma hiç unutturmayacağım.
Bir hafta önce yazmıştım, toslayana kadar artık ayağını gazdan kaldırmaz. Tanıyoruz ,yanıltmıyor haliyle . 344 bin Aydınlının sandıktaki oyuna getirdiği halel den sonra bir de üstüne tüy dikmek istiyor. Startı nerden verdi ? , tabi ki Kuşadası’ndan.
Lafı uzatmayalım , Kuşadası Belediyesi’nin işlettiği , tüm yükünü çektiği Adacamping’i , plajları istiyor. Daha ne ki , Kuşadası Belediyesi’nin vatandaşa hizmet verdiği hizmet binasının boşaltılmasını istiyor.
Mesela Kuşadası Belediyesi dolayısıyla başkan Ömer Günel’den bunları isterken , kendisiyle beraber Sökelinin oylarını Ak Partiye kargolayan Söke Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan’dan böyle taşınmazlar istiyor mu ? hayır istemiyor. Arıkan’ın varlığı , gülen yüzü ile hayır duası onu mutlu ediyor.
Bakın işte bu Aydınlının sandık namusunu korumanın bedelidir. Ömer Günel’de , Mustafa İberya Arıkan gibi sırıta sırıta Kuşadalının oylarını Ak Partiye taşısaydı hizmet binası , plajı filan değil, üstüne alacaklarını düşünün gari. Milletin sandık namusuna sahip çıkarsan bedel ödetmeye çalışırlar.
Kendini Ak Partiye atmasında Ömer Günel kompleksinin büyük olduğunu herkes biliyor. Öyle büyük düşmanlık güttüğü söyleniyor ki , bazı ulusal yayın organlarında Günel’i içeri attırma isteği olduğu iddiaları bile dillendiriliyor.
Ama artık hedefinde sadece Ömer Günel değil Kuşadası’nda yaşayan vatandaş da var. Kuşadası Belediyesi hizmet binası yada ne bileyim Adacamping tapusu Ömer Günel’in üstüne değilse , kendince Kuşadası halkını cezalandırmadan Ömer Günel’i cezalandırması mümkün değil.
***
Bir zamanlar büyük mağdureydi. Aydın Belediyesi 2014 yılında büyükşehire dönüştü. İl Özel İdaresinin mallarının paylaşımı için Valilikte kurulan Paylaşım Komisyonuna ateş püskürüyordu. Mesela o zamanlar Kuşadası’ndaki tesislerin Kuşadası’nda kalması gerektiğini söyleyip , “ Bir İlçenin mallarından , o ilçenin çocukları yararlanmalı” diyordu. Şimdi Ak Partiye geçti , sahildeki tesisi istiyor.
2014 yılında , “Paylaşım komisyonunda Aydınlının hakkını savunduğum için beni istemediler” diyerek isyan ediyordu. 11 yıl sonra Mal paylaşım komisyonu reisi gibi elinden gelse CHP grubunu , Ömer Günel’i Aydınlının hakkını arıyor diye belediye meclisine sokmayacak.
O dönem , Didim ve Kuşadası’ndaki tesislerin bakanlıklara devri ile ilgili , “Mahkemelere 490 başvuru yaptık. Hukuk var hakkımızı arayacağız” diyordu. Şimdi belediye meclisinde CHP’nin önergelerini yok sayıp , ret oylarına aldırmayıp , söz vermeden salondan atmakla tehdit ediyor.
2010’da , Valilik Pınarbaşı’ndaki yemekhaneyi boşalttırıyor diyerek eline patates alıp , “Aydınlıyı cezalandırıyorsunuz” diyerek kendini yırtıyordu. Şimdi Kuşadası’ndaki vatandaş umurunda değil , ”hizmet binasını boşaltın” diyor.
***
Peki ne olacak.? Hiçbir şey olmayacak , hiçbir şey kazanamayacak. Kendince Pirus Zaferleriyle oyalanırken sandık Aydınlının önüne gelince büyük kaybettiğini anlayacak. Yeter ki , sandık gelene kadar verilecek mücadele Aydınlının 344 bin oyu için verilecek halkçı bir yapıda sürdürülsün .
Mücadelenin temel nüvesi halk olmalıdır. Yaptıkları veya yapmayı planladıkları tüm hukuksuzluk , adaletsizlik ve belden aşağı çalışmalar bıkıp usanmadan , Buharkent’ten Didim’e kadar vatandaşa anlatılmalı , bilgilendirilmelidir.
Mücadele de halka inilip , bu 3 yıllık yol vatandaşla omuz omuza yürünürse işte o zaman bütün ayarları bozulacaktır.
Bırakalım iktidar gücüyle gaza basmaya devam etsin , frenlerinin boşaldığından haberleri yok. Büyük toslayacak hem de çok büyük , apardığı sandık beton etkisi yapacak.
Biz şunu zihnimize kazıyalım kafi ; HAKLIYA HALK YETER…..