Önder Yıldırımcan
Köşe Yazarı
Önder Yıldırımcan
 

Radikal Vefasızlık

Yasalarla belirlenmiş asli görevi olan  ilaçlama görevini yerine getirmemek için mahkemeye gidecek olmasını , “suya yüzde 50 indirim yetmez , yüzde 70 yapalım” deyip , sonra “ben böyle bir şey demedim” diyen  zihniyetin siyaset tarzını tanımlaması açısından çok kıymetli buluyorum. Burası siyasetin etik ve ahlaki tarafıyla ilgili bir konu ve bu kentin yaşadığı haksızlık artık meclis tutanaklarına geçiyor , inanın ileri de kitabı yazılır. Düşünsenize yıllardır Aydınlı vatandaşın oyuyla o makama gel ama Aydınlıya vermen gereken hizmeti vermemek için mahkemeye git. Vatandaş yapılan bu büyük vefasızlığı unutur mu? , sandık gelince görürler. Yakından tanıyan ve çalışanların iyi bildiği, vatandaşın ise 14 Ağustos transferinin ardından yaşamaya başladığı  radikal vefasızlık aslında büyükşehir belediyesinde uzun zamandır kurumsallaşmış durumda. Kimler geldi , kimler geçti. Can hıraş bir şekilde başkan hanım için çalışıp epeyce de havaya girmelerinin ardından patron tarafından diskalifiye edilenler oldu.  Şimdi sorsanız laz uşağının hesabı , “tanımayrum , çıkaramadum” deyiverir. Hayrola nereden çıktı bu eski defterler derseniz sebebi çok basit. Gözlemlediğim kadarıyla siyasi veya siyaset dışı bazı vatandaşlar şahsi ikballeri yada dizginlenemez müthiş sevgilerinden olsa gerek! başkan hanımın “ben yaptım oldu ” tarzındaki çifte standart örgülü siyasetini meşrulaştırmak için büyük gayret içindeler. Bu tarz sahiplenmeler doğal olarak her siyasetçinin hoşuna gider ama işler ters gidip sarpa sardığında yapayalnız ortada kalırsınız , zira Özlem hanımın siyaset anlayışında fayda ön plandadır ve tükendiğinde süreç bitmiştir , siyaset parametresi vefa odaklı çalışmaz , suç değil buda bir tarzdır. Bu açıdan ikbali için yada sevgisinden dolayı kendilerini ortaya atan arkadaşların pek bir şansları olmadığı gibi , bir gün sabah kalktıklarında aniden sakıncalı ve istenmeyen ilan edildiklerini görüp şok olabilirler. Ben 7 sene çalıştım. Bu 7 senede gerçekten donanımlı , canhıraş çalışan bürokratlar gördüm , vefa beklediler , takdir beklediler , kaçar gibi gittiler. Mesela yüksek mimar Cemalettin Küçükerol. Adam başkan yardımcılığı , ASKİ Genel Müdür yardımcılığı yaptı. Otogarı, vatandaşın tabiriyle sarı binayı , kent meydanını , Atatürk Bulvarındaki battı çıktıyı yaptı. Dürüst, acayip işkolik bir insan. Adam en değerliyken illallah diyerek gitti. Tanıyorsunuz İbrahim Gürdal. Başkan hanımın en yakın çalışma arkadaşıyken , demokratik hakkını kullanıp aday adayı oldu diye “vay senmisin” deyip , adam daha belediyedeyken odasına hemen muadilini gönderdiler. Ben şahidim korkudan adamla vedalaşmaya gelemedi bürokrat çalışma arkadaşları. AK Partili emekli bürokrat Tahsin Kocaman. Mütedeyyin vatandaşlara ulaşmada başkanın en önemli kozuydu.Siyasi fikirlerimiz uyuşmasa da çalışkan , dürüst adamdır. Yan yana çalıştık , gecesine gündüzüne katmışlığı vardır. Adam kaçar gibi emekli oldu , oturduk dertleştik , “ben onu Allaha havale ettim , Allah bildiği gibi yapsın” dedi. Dedi ama bahtsız adammış , keçinin sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş misali adamcağız bir baktı Özlem hanımda Ak Parti’de. Ahmet Gümüş gibi CHP için elini hiç çekinmeden taşın altına sokmuş , CHP yerelde iktidarını sürdürün diye zamanında başkan hanıma her türlü desteği vermiş bir iş insanının sosyal medya paylaşımlarına bakarsanız vefasızlığın o dönem nasıl kurumsallaştığını anlarsınız. Zamanın en aktif CHP’li meclis üyelerinden değerli Sümran Ünal , başkan hanımın Sümran ablası , en son demokrat partiye kadar savrulmak zorunda kaldı .   Demirel ekolünden yetişmiş , rahmetli İsmet Sezgin’in danışmanlığını yapmış , müthiş donanımlı bir adamdır Haldun Haşmet Aysan. Oradaydım , kimi zaman birlikte de çalıştık. Aydın Belediyesinin büyükşehir olmasına ramak kala geçiş sürecinde çok önemli hizmetler ve destekler vermiştir. Pek bir kıymetliydi, başkan hanım yerlere göklere koyamıyordu. Şimdi böyle bir adama ilk mektep mezunu adamın profili üzerinden güya cevap yetiştiriyorlar. Örnekler , kişiler yer ve zaman çoğaltılabilir lakin yeterli. Demem o ki , hani bazıları yaranmak için filan kendini parçalıyorsa, yukarıda saydığım gerçekten liyakatlı , kaliteli insanlara vefa göstermeyen anlayış size boncuk mu konduracak. Sağduyulu , adalet ve vicdan terazisi ağırlıklı yol yürümek en makbulüdür. Siyasette tecrübelerle sabittir , zamanında kullanışlı aparatlık yapanlar deniz kabarıp , limana zar zor yanaştıkların da Mavi Marmara gemisi sahipsizliğini yaşarlar. benden söylemesi…
Ekleme Tarihi: 09 Aralık 2025 -Salı
Önder Yıldırımcan

Radikal Vefasızlık

Yasalarla belirlenmiş asli görevi olan  ilaçlama görevini yerine getirmemek için mahkemeye gidecek olmasını , “suya yüzde 50 indirim yetmez , yüzde 70 yapalım” deyip , sonra “ben böyle bir şey demedim” diyen  zihniyetin siyaset tarzını tanımlaması açısından çok kıymetli buluyorum.

Burası siyasetin etik ve ahlaki tarafıyla ilgili bir konu ve bu kentin yaşadığı haksızlık artık meclis tutanaklarına geçiyor , inanın ileri de kitabı yazılır. Düşünsenize yıllardır Aydınlı vatandaşın oyuyla o makama gel ama Aydınlıya vermen gereken hizmeti vermemek için mahkemeye git. Vatandaş yapılan bu büyük vefasızlığı unutur mu? , sandık gelince görürler.

Yakından tanıyan ve çalışanların iyi bildiği, vatandaşın ise 14 Ağustos transferinin ardından yaşamaya başladığı  radikal vefasızlık aslında büyükşehir belediyesinde uzun zamandır kurumsallaşmış durumda. Kimler geldi , kimler geçti. Can hıraş bir şekilde başkan hanım için çalışıp epeyce de havaya girmelerinin ardından patron tarafından diskalifiye edilenler oldu.  Şimdi sorsanız laz uşağının hesabı , “tanımayrum , çıkaramadum” deyiverir.

Hayrola nereden çıktı bu eski defterler derseniz sebebi çok basit. Gözlemlediğim kadarıyla siyasi veya siyaset dışı bazı vatandaşlar şahsi ikballeri yada dizginlenemez müthiş sevgilerinden olsa gerek! başkan hanımın “ben yaptım oldu ” tarzındaki çifte standart örgülü siyasetini meşrulaştırmak için büyük gayret içindeler. Bu tarz sahiplenmeler doğal olarak her siyasetçinin hoşuna gider ama işler ters gidip sarpa sardığında yapayalnız ortada kalırsınız , zira Özlem hanımın siyaset anlayışında fayda ön plandadır ve tükendiğinde süreç bitmiştir , siyaset parametresi vefa odaklı çalışmaz , suç değil buda bir tarzdır.

Bu açıdan ikbali için yada sevgisinden dolayı kendilerini ortaya atan arkadaşların pek bir şansları olmadığı gibi , bir gün sabah kalktıklarında aniden sakıncalı ve istenmeyen ilan edildiklerini görüp şok olabilirler. Ben 7 sene çalıştım. Bu 7 senede gerçekten donanımlı , canhıraş çalışan bürokratlar gördüm , vefa beklediler , takdir beklediler , kaçar gibi gittiler.

Mesela yüksek mimar Cemalettin Küçükerol. Adam başkan yardımcılığı , ASKİ Genel Müdür yardımcılığı yaptı. Otogarı, vatandaşın tabiriyle sarı binayı , kent meydanını , Atatürk Bulvarındaki battı çıktıyı yaptı. Dürüst, acayip işkolik bir insan. Adam en değerliyken illallah diyerek gitti.

Tanıyorsunuz İbrahim Gürdal. Başkan hanımın en yakın çalışma arkadaşıyken , demokratik hakkını kullanıp aday adayı oldu diye “vay senmisin” deyip , adam daha belediyedeyken odasına hemen muadilini gönderdiler. Ben şahidim korkudan adamla vedalaşmaya gelemedi bürokrat çalışma arkadaşları.

AK Partili emekli bürokrat Tahsin Kocaman. Mütedeyyin vatandaşlara ulaşmada başkanın en önemli kozuydu.Siyasi fikirlerimiz uyuşmasa da çalışkan , dürüst adamdır. Yan yana çalıştık , gecesine gündüzüne katmışlığı vardır. Adam kaçar gibi emekli oldu , oturduk dertleştik , “ben onu Allaha havale ettim , Allah bildiği gibi yapsın” dedi. Dedi ama bahtsız adammış , keçinin sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş misali adamcağız bir baktı Özlem hanımda Ak Parti’de.

Ahmet Gümüş gibi CHP için elini hiç çekinmeden taşın altına sokmuş , CHP yerelde iktidarını sürdürün diye zamanında başkan hanıma her türlü desteği vermiş bir iş insanının sosyal medya paylaşımlarına bakarsanız vefasızlığın o dönem nasıl kurumsallaştığını anlarsınız. Zamanın en aktif CHP’li meclis üyelerinden değerli Sümran Ünal , başkan hanımın Sümran ablası , en son demokrat partiye kadar savrulmak zorunda kaldı .

 

Demirel ekolünden yetişmiş , rahmetli İsmet Sezgin’in danışmanlığını yapmış , müthiş donanımlı bir adamdır Haldun Haşmet Aysan. Oradaydım , kimi zaman birlikte de çalıştık. Aydın Belediyesinin büyükşehir olmasına ramak kala geçiş sürecinde çok önemli hizmetler ve destekler vermiştir. Pek bir kıymetliydi, başkan hanım yerlere göklere koyamıyordu. Şimdi böyle bir adama ilk mektep mezunu adamın profili üzerinden güya cevap yetiştiriyorlar.

Örnekler , kişiler yer ve zaman çoğaltılabilir lakin yeterli.

Demem o ki , hani bazıları yaranmak için filan kendini parçalıyorsa, yukarıda saydığım gerçekten liyakatlı , kaliteli insanlara vefa göstermeyen anlayış size boncuk mu konduracak. Sağduyulu , adalet ve vicdan terazisi ağırlıklı yol yürümek en makbulüdür.

Siyasette tecrübelerle sabittir , zamanında kullanışlı aparatlık yapanlar deniz kabarıp , limana zar zor yanaştıkların da Mavi Marmara gemisi sahipsizliğini yaşarlar.

benden söylemesi…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 1923tv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.