Birisi şunları söylüyor…
“Bugün İstanbul İl Başkanlığımıza yapılan hukuksuz müdahale, iktidarın tükenen ömrünün çaresizce uzatılmaya çalışılmasından başka bir şey değildir. Kayyım atamalarıyla halkın iradesini gasp edenler, şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi’ni baskıyla, tehditle, polis kuşatmasıyla sindirmeye kalkmaktadır.”
“Sokakta olmak, yürümek ve protestolara katılmak sizlerin anayasal hakkıdır. Bunu engellemeye çalışanlara inat her gün sokakta olacağız. Görevini yapan kolluk kuvvetlerine ve kamu malına zarar vermediğiniz sürece hiçbir sorun yok. Esas kararı verecek olan sandıktır. Son olarak yolumuz uzun, mücadelemiz çetin. Asla yılmayacağız. Ekrem İmamoğlu’nun dediği gibi her şey çok güzel olacak”
"Amasız ve fakatsız, her şart ve koşulda partimizin, Genel Başkanımız Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu'nun ve haksızlığa uğramış, hukuksuzluğun ıstırabını çeken her bir yol arkadaşımın yanındayım."
Diğeri de şunları söylüyor
“Sayın Cumhurbaşkanım , çok değerli hanımefendi. Bundan sonra sayın Cumhurbaşkanımın himayelerinde hizmet edeceğime söz veriyorum. Hakkımda iddialar varsa buyursunlar açıklasınlar. Alnım Ak başım dik.”
Diğeri dediğimiz vatandaş yıllardan beri birisinin yukarda ifade ettiği değerlerle güya siyaset yaparak Aydınlıdan oy alıyor ama Aydınlının oyunu çuvala koyup hadi bana eyvallah diyebiliyor , çünkü alnı ak , başı dik.
İşte siyaset Türkiye’de böyle bir şey. Alttaki diğeri ile yukarıdaki birisini karşılaştırmaya , yarıştırmaya çalışıyorlar. Sadece liyakat değil , muhakeme , vicdan filan da kalmamış.
Hani diyorlar ya yok şundan AKP’ye geçti , yok bundan. Özgür Özel’e bile katılmıyorum. Hanımefendi geçişi özelinde iktidara haksızlık olur. Ne tehdit var , nede 6 metrekare dokundurması. Kılıçdaroğlu gitti kel göründü , o birisiyle mukayese edildi yaldızlar döküldü , liyakatı görüldü , barınamayacağını anlayınca dönem kuralı falan filan da derken topukkk.
Anladınız , yukarıdaki birisi Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel diğeri de AKP’li Aydın Büyükşehir başkanı. Jeton canavarları diyor ki , “Başkan hanım rant baskısından kaçmış” Açıklıyor mu? Halbuki “Tekkk Tekkk açıklarım” demişti. Mesela , “ Şu kişi , şu şekilde , şu kanalla ve ilişikteki belgelerle bana rant baskısı yaptı” niye demiyor. Yok , ses yok ama her yerde pankart var.
Saçmalığın daniskası bu saatten sonra start almıştır. AKP’li büyükşehir başkanı hanım ile Ömer Günel’i aynı kefeye koyup da herhangi bir etik mevzusu yapmak ve tartmak bile artık geri zekalılıktır yada zeka müsaitse bit yavruluğudur.
Ömer Günel’i tartmayalım mı? tartılamaz mı? tabi ki tartalım , eksiğini gördük mü yazalım da yazmasına mukayese bu hanımefendiyle olmaz , kıyaslanmaz aynı ligde değiller ayıptır. Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’de mesela aynı ligde değil kardeşim.
Aynı ligde olmayanlar belli , sıkıntı yok. Ama aynı ligde olma ihtimalleri yüksek hatta içten içe hevesi olanlar varsa o zaman sıkıntı olur. Hala CHP’nin Aydındaki ilçe belediye başkanları anlamında çelikleşmiş bir iradeye büründüğünü düşünmüyorum.
Bence 2 ilçe belediyesi anlamında kırılgan bir durum var. O 2 belediye için “bir dahaki seçime kadar kale gibi dururlar , netim kardeşim” cümlesi benden bir türlü çıkmıyor. Hatta, birisinin kolonu kesilmiş bina gibi Allaha emanet olduğu hissim geçtiğimiz günlerde iyice zirveye çıktı. Kardeşler ablalarından , evlatlar analarından ne kadar ayrı durabilir? , kafam karıştı. İnşallah benim hislerim sorunludur diyelim.
Benim düşündüğümü , düşünmesi gerekenler epeydir düşünüyordur herhalde deyip izlemekten başka çare yok. Kaptı kaçtı siyasetinin Aydın’daki geçmişini bildiğim ve hatta hepimiz bildiğimiz için paranoyaklık yaptığımı sanmıyorum. Ama işin sonunda paranoyak damgasına razıyım , hiç gocunmam hatta mutlu olurum.
Yeter ki , o gün geldiğinde Aydınlı emanetini geri alsın….