Şimdi ben size desem ki  , Özlem Çerçioğlu’nun siyasi kariyeri için  344 bin Aydınlının oyunu gasp ederek parti değiştirmesinden daha büyük bir tehlike var. Siz de , “kardeşim daha ne olacak. 344 bin Aydınlının sularını kesip Ak Partiye üye olmayanın suyunu mu açmayacak “ şeklinde cevap verebilirsiniz. Çerçioğlu’nun , Aydınlının iradesini yok sayması tabi ki yenilir yutulur bir şey değil ama en azından başkan Çerçioğlu’nun siyasi ameli , politik şahsiyetini ortaya koymasının yanı sıra itiraf edelim ki Türk siyasetinde  sık rastlanan profiller içerisinde yer alıyor. Süleyman Soylular , Numan Kurtulmuşlar , CHP’nin sandık güvenliğinden sorumlu Teğmen Çelebisi falan filan , uzar da gider. Başa dönelim , peki nedir o daha büyük tehlike?.  Şöyle ki ; hepimiz Özlem hanımın parti değiştirme şokunu yeni yeni sindirirken Aydın’ın siyasi kulislerinde  başkan Çerçioğlu’nun  iktidar gücü ile Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel hakkında soruşturma açtırıp hatta tutuklanmasına dair istek ve çalışmalar içinde olduğu dedikodusu , işte bu kulis gıybetleri başkan Çerçioğlu için çok daha tehlikelidir. Ben kendi adıma böyle bir şeye başkan Çerçioğlu tarafından tevessül edileceğine inanmıyorum , inanmak da istemiyorum. Pek çok eleştirdiğimiz icraatları ve söylemleri olsa da başkan Çerçioğlu artık deneyimli bir siyasetçi.  Pek çok köşe başında konuşulan bu iddiaların gerçek olması demek , parti değiştiren , siyasi etiği zayıf bir siyasetçi mevzusundan çıkar.  Mevzu , kumpas kuran, mafyatik siyasetçi profiline girer ki  başkan Çerçioğlu bu nevi bir yaftanın siyasetçinin üstünden kolay kolay sökülüp atılamayacağını çok iyi bilir. Hele bir de Ömer Günel , AKP’li Çerçioğlu’nun , “Kuşadası’nda ranta geçit yok” pankart algıları üzerine en son söyleneceği ilk başta söyleyip ,” kim rant talep ettiyse açıkla kardeşim” dedi. Bunu da hukuk yoluyla beyan etti. E daha ne söylesin , gökyüzünde uçağın arkasına balon taktırıp üstüne mi yazsın.  Top AKP’li Çerçioğlu’nda , hepimizin malumu rantla mücadele pankartla yapılmaz. Pankartla sadece reklam ve algı yapılır.  Ömer Günel’e kumpas dedikodularına dönersek  , belki de hiç gerçekleşmeyecek bir şeyin dedikodusu , eskilerin deyimiyle “Şuyuu Vukuundan beterdir” misali haline gelmesi de hoş değil. İşte tehlikeden kast ettiğim bu. Dediğim gibi bence tevessül etmez , siyaseten kendi üzerine C35 dökmez. Yaşayıp göreceğiz. Bence yok bir durum ,  kedidir o kedi. *** Bu süreçte bana ilginç gelen başka bir mesele de Ak Partililerin bir zamanlar Özlem hanıma  , Özlem hanımın da bir zamanlar Ak Partililere söylediklerinin  özellikle sosyal medyada bombardıman gibi paylaşılması. Bu çok önemli bir gösterge. Her iki kesimin de  etik ve prensipli siyasetle uzaktan yakından alakaları olmadıkları çok belli. En ufak bir rahatsızlıkları , “Acaba vatandaş ne der , ne düşünür” endişeleri yok. Ve en dramatiği ,insanın kanı donuyor lakin gülüşleri de sahte değil , gayet samimiler. Ama aralarında biri var ki , yeni baş göz edilmiş güvey gibi sürekli ağzı kulaklarında poz veren Söke Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan. Sökelinin 24 yıl oy vermediğine , Söke’nin 24 yıllık hasreti  diyebilecek kadar her an , her AK buluşma ve her AK tanışma ziyaretinde ,  tüm ruhuyla , aynı performansla siyasi zifafa girip çıkıyor . Bitirirken , yeni Ak Partili Özlem başkana ve Ak Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem’e iki uyarı aslında iki kıyak yapalım. İlk Olarak Özlem hanım evinde yada makamında tek başınayken sürekli olarak , “Fakir yok , garip gurabaa yok , garip gurabaa yok , garip gurabaa yok” tekrarlamaları yapsın. Zira alışkanlıktan toplum önünde ağzından kaçırıverirse  münafık muhalefet üstünde tepinir. Mehmet Erdem bey de aynı şekilde yalnızken , “Aydın’da su pahalı değil , Aydın’da su pahalı değil , Aydın’da su pahalı değil “ egzersizleri yapmalı. O da Özlemi hanımın yanında dalıp da bir ay önceki gibi “En pahalı su Aydın’da yahu ” deyiverirse , Özlem hanımın meşhur şimşeklerini ve basındaki can dostlarını üstüne çeker. Neyse , bu kıyağımı da unutmayın….. Şaka be şaka , inşallah unutursunuz. :):)