Hepimizin malumu , ulusal kanallara kadar düştü. Dört gazeteci kardeşimiz görevleri başında saldırıya uğradılar. Garip gelebilir ama bu vicdansız saldırı da bir hayır olduğunu düşünüyorum. Diyorsunuz ki , “Ne gibi birader?”
Anlatmaya çalışayım.
Epey zamandır gazeteci geçinen tetikçi tipler , özellikle siyasi odakların desteği ile Aydın’da şaklaban gibi hep başrollerde tutuluyorlar. Oysa gerçek gazeteciler , en son yaşanan talihsiz olayda olduğu gibi toplum adına saha da görev yapmaya çalışırlarken bu tür saldırılara da maruz kalabiliyorlar.
Sayıları az olsa da bu dört kardeşimiz Aydın’daki gerçek muhabir gazeteciler arasındadır. İşte gazeteci geçinen kumbaralı tiplerle gerçek gazeteci arkadaşları bu tür olaylarda hemen ayırt edebilirsiniz. İşin hayrı işte burada.
O zaman bir kamu hizmeti yapıp sizlere , siyasilere ve siyasete girmeye niyetli arkadaşlara gerçek gazeteci ile fırıldak tayfasını nasıl ayırt edebileceklerinin basit bir prospektüsünü vereyim.
- Dört gazeteci kardeşimizin yaşadığı üzücü olayda olduğu gibi kendine gazeteci süsü veren tipler vatandaşı bilgilendirmek için trafik kazası filan takip etmezler , o tip vukuatlar da görmeniz mümkün değildir. Onların trafiği genelde servis etmeleri için gönderilen paylaşımlardır.
- Sabahtan akşama önlerinde çay ellerinde telefon rulet döndüren arkadaşlar için de pek garanti veremem.
- Patronu siyasi ile birlikte yörünge değiştirip sövdüğü yere şiir yazmaya başladıysa aman dikkat.
- Dün fotolarıyla alay edip vicdansız dediğine , bugün Allah’ın lütfu muamelesi yapıyorsa tabi ki troldür.
- Siyasilerin ya da kurumların yemekli toplantılarına en erken gelip yöneticilere en yakın noktalara konuşlanıyorlarsa , hah onlarda fırıldak işte.
- Bunlar emir ile saldırıya geçecekse karşı tarafı aramaz. Gazeteciler karşı tarafı arayarak iddiaları sorar görüşlerini alır.
Daha çok uzar gider ama anlamak isteyene bu kısa liste bile yeter.
Bu mesleği Aydın’ın en usta , klas adamlarından biri olan Atilla Karpınar’dan öğrenmiş olmanın özgüveniyle yazdım bunları. Emekli olduğum belediye maceramın başladığı 2011 yılına kadar bu işin içinde bilfiil bulundum.
Yeni Asır için Can Can yani magazin yaptım , maç takip ettim , gece yarısı trafik kazalarına gittik. Muhitttin Çetin abimizin ustalığı sayesinde 30 yaşındaki Valilik minübüsü ile Mercedes’li bakanları takip ettik. Gülay Öztekin ile birlikte çocuğu boğulan ailenin yakınları tarafından linç edilme tehlikesi atlattık , rahmetli Erdal ile haber dönüşü araç içinde az daha yanıyorduk , cinayete kurban giden vatandaşın fotosunu alabilmek için polis rolü bile oynadık. Yerel de , ajans da çalıştım , muhabirlik yaptım yani.
Şimdi diyeceksiniz ki , “ne yani , senin yapıp ettiğin ne iş?”. Kendimle ilgili olanları sizin için değil fırıldaklar yazdım. Hani bana hönkürecekseniz nanay yani , kalibre yani anladınız siz onu.
Lafın sonunu gazetecilerle yani Abdurrahman’la , Aziz’le , Uğur’la , Yusuf’la ve onların kumaşındaki diğer kardeşlerimizle bitirelim.
Tekrar geçmiş olsun , emeğiniz ve meslek ahlakınız için teşekkür ediyorum . İyi ki varsınız. İyi ki saldırıya uğramışsınız denmez ama iyi ki gerçek gazeteciliği hatırlattınız.
Duymak yetmiyor , bazılarının görmeye ihtiyacı vardı…



 
                                